İş kazaları çok ciddi bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır. İş kazaları binlerce insanın yaşamını yitirmesine, sakat kalmasına ve ciddi ekonomik kayıpların ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. İş kazaları, bütün ülkelerin ortak sorunu olmasına rağmen, gerekli önlemlerin alınmasıyla beraber belli oranlarda azaltılabilirken bu önlemlerin alınmasında yetersiz kalan ülkeler kazalardan daha fazla etkilenmektedir.Ülke olarak maalesef ölümlü iş kazalarında Avrupa’da 1., dünyada 3. sıradayız. Şimdi birazda bu acı tablonun nasıl ortaya çıktığına, iş kazası istatistiklerine bakalım.
ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü) verilerine göre iş kazalarında dünyada 3. sırada olan Türkiye, Cezayir ve El Salvador’dan sonra geliyor. Türkiye’de her yıl binden fazla insan iş kazalarında hayatını kaybediyor, bu ölümlerin içinde çocuk işçi sayısı da azımsanmayacak kadar çoktur. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı da 2018’i “Çocuk İşçiler Yılı” olarak ilan etmiştir. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de gün içinde yaklaşık 160 den fazla iş kazası meydana geliyor. Bu kazalar her gün ortalama 4 işçinin hayatına mal olurken, 6 işçi ise iş göremez hale geliyor.
Türkiye’de 2019 yılının ilk on ayında en az 1477 işçi iş kazasında yaşamını yitirdi. Ekim ayında en az 155 kişi iş kazasına kurban gitti, bunun 124’ü ücretli çalışanlar yani işçi ve memurken 31’i ise kendi nam ve hesabına (çiftçi ve esnaf) çalışanlardan oluşuyor. Ekim ayında yaşamını yitiren işçilerin %24’ü tarım, %18’i inşaat, %16’sı taşımacılık, %9’u büro, %6’sı belediye, %4’ü metal, %3’ü madencilik, %3’ü tekstil, %3’ü konaklama, %11’i diğer alanlar olmak üzere çeşitli iş kollarında çalışıyordu. Ayrıca rakamlara yansımayan kayıt dışı veya taşeron çalışanları da sizler düşünün. Bu veriler ışığında şunu söylemek çokta yanlış olmaz; Türkiye’nin bir aylık iş kazasına kurban giden çalışan sayısı bazı ülkelerin 1 yıllık oranına eşdeğerdir.
İş kazaları çok faktörlü bir sorun olmakla birlikte, sadece yasama ve denetim gibi geleneksel yaklaşımlarla çözülemez. Kazalarının çok büyük bir oranda insandan kaynaklanan nedenlerden doğduğu da düşünülecek olursa iş güvenliği eğitiminin ne denli önemli olduğu anlaşılacaktır. Ülkemizin “İş Güvenliği” alanında yetişmiş insan gücüne ihtiyacı vardır.
KURALCI DEĞİL ÖNLEYİCİ YAKLAŞIM!